#3 Bizim Hikayemiz Başka Yerde
Bizim Hikayemiz Başka Yerde
Buenos Aires hayat dolu sokakları keyifli, milongalar insanın ruhunu okşuyor. Malbec üzümünden yapılmış şaraplar soğukta insanın içini ısıtıyor. Şehir yavaş yavaş insanı içine çekiyor ama bizim hikayemiz başka yerde. Okyanusta.
Buenos Aires, Arjantin’in uzak yol denizcilerini sarıp sarmaladığını, bu yolculukta her zaman onların yanında olduğunu hissettiren bir karşılama limanı. Buenos Aires sert denizlere doğru açılmadan önce denizciler için bir hoş seda.
Güneye yolculuk ise teknik olarak 275 mil mesafedeki Mar del Plata limanından başlıyor. Plata Nehri'nin deltasından sonra Atlantik Okyanusu’na ve getirdiği maceraya açılıyoruz.
Hikayemiz şehirde değil, denizde
Deltadaki seyir doğuya, Atlantik’teki seyir güneye olacağı için her iki açıya da uygun olacak rüzgarı yakalamak mümkün değil. Önemli olan Atlantik’e çıktığımızda rüzgarın kolayımıza olması.
Atlantik’te güneye inerken kolayına rüzgar orsa seyir yaptırmayacak, güneyden esmeyen rüzgar. Malum,
"Centilmenler orsa seyri yapmaz"
Biz de Plata Nehri deltasından çıkıncaya kadar yatık bir hava ile yola çıkmaya ve okyanusa ulaştıktan sonra da kuvvetli kuzey rüzgarı ile güneye ineceğimiz bir havayı yakalamaya karar verdik. Tek bir ayakta yaklaşık 275 mil yol yapacağız.

Güney Atlantik: Sana Geliyoruz
Gün doğumuyla Arjantin Yat Kulüp'ten ayrıldık. Yüksek suda çıktığımız için keyfimiz yerinde. Bir kaç saat içerisinde sular çekilmeye başlayacak ve gelgit akıntısına oturup daha hızlı yol alacağız. Hava durumuna göre akşama kadar rüzgar beklemiyoruz ama yine de ana yelkeni çıkar çıkmaz açtık. Her zaman olduğu gibi. Zira teknenin üzerindeki hızla mevcut rüzgarın açısı çok kafadan gelmediği sürece ana yelken her zaman tekneye az da olsa hız katıyor.
Plata Nehri’nin deltasından çıkmadan rüzgar yavaş yavaş kuzeye dönüp şiddetini artırmaya başladı. 90 mil sonra nihayet motoru kapatıp kendimizi rüzgara bıraktık.
Gece Lambasını Kim Açtı?
Aralıklı uyku ve her fırsatta uyuyabilmek konusunda tecrübeli olduğum için gün batımında dinlemeye ilk çekilen benim. Gece 11’e kadar uyuduktan sonra ekipten gece nöbetini devralıyorum. Bu sulara, havalara ve tekneye yeniyiz. Şimdilik mümkün olduğunca geceleri 2 kişi nöbet tutuyoruz.
Giyinip havuzluğa kafamı uzattığımda gözlerim kamaşıyor. Sanki Akdeniz’de demirdeyiz, motoryatın altındaki aydınlatmaları açmışız gibi aydınlık her yer. Denizin üzerinde köpük köpük floresan dalgalar kırılıyor. Fırtınadayız. Göstergeye baktım. Rüzgarda değişiklik yok. Aklım başıma geldi: Sudaki parıltı yakamoz. Deniz yıldızlarla birleşmiş, sanki bu denizlerde bir gece lambası varmış da biri gece lambasını açmış. Parıldayan okyanusta yol yaptıkça etrafımız daha da aydınlanıyor, yakamozlar gerçek olamayacak şekilde yolumuzu işaretliyordu.
Mar Del Plata Limanına Gece Girmeyin
Mar del Plata’ya yaklaştıkça rüzgar kuvvetini artırdı. Dalgaların üzerinde sörf yapa yapa ilerlemeye başladık. Salma yukarıda olduğu sürece tekne inanılmaz süratli. Hızımız hep 8-9 knot civarı. Mar del Plata büyük bir balıkçı limanı ve limana tahmini varışımız gece yarısı. Pilot kitaplardaki uyarı net; Limanın girişinde kum birikmesi var. Kuzeyli kava estiğinde girişte kırılan dalgalarla limana gece girmeyin.
Dar alanda kısa paslaşmalar konusunda kaptan tecrübeli, ekip tecrübeli. Ömer dondurucu soğukta, 30 knot rüzgara karşı, baş üstünde elinde fenerle çapariz olabilecek herhangi bir şeyi kollarken limana girdik. Limanın
Gerçek Denizciler Burada
Sabah uyandığımızda marinanın koya bakan rampasında yüzlerce optimist, lazer sıra sıra denize inmeye başlamıştı. Arada sörfçüler ve kayakçılar. O hengamenin arasında 50 feet tekneyi zar zor sıkıştıracağımız son kalan yere bizi aldılar.
Bir süre sonra fark ettik ki tüm bu çocuklar limanın dışına, okyanusun dalgalarına çıkıp açık denizde yarışıyorlar. Denizde 4-5 saat geçirdikten sonra titreyerek marinaya dönüyorlar. İlk önce teknelerini karaya alıp yıkıyorlar, sonra donanımı söküyorlar, teknelerini kapatıyorlar. Tüm bu işler bittikten sonra ağızlarına bir lokma bir şey atıp sıcak duşa giriyorlar.
Biz de altımızda koskoca tekne, geceleri hava çok soğuk oluyor diye ağlıyoruz. Çocukların halini gördükçe kendimize gülmeden edemedik. Karşımızda gerçek denizciler var.
Unutulmaz Anları Yaşatan Tanıştığımız İnsanlar
Daha marinaya girerken hala tam olarak hakim olamadığımız İspanyolca konusunda bize yardımcı olan Karime Mar del Plata’da günlerimizde hep yanımızda oldu, neşemize neşe kattı. Rotamızın sonraki ayaklarındaki tüm arkadaşlarıyla bizi tanıştırdı, aklımıza takılan ne kadar soru varsa hepsinin cevaplarını buldu.
Tekne komşumuz Gustavo kulüp bahçesindeki kuzu çevirme, Arjantin’de Asado deniyor, organizasyonunda bizi tüm kulüp üyeleri ile tanıştırdı, bölgenin tecrübeli denizcileri bizimle deneyimlerini paylaştı.
Zaten biz de denizlere insan biriktirmek, dünyamızı değiştirmek, dönüştürmek için çıkmamış mıydık?

SOLEDAD HİKAYELERİ
Uruguay’dan başlayıp Şili’nin çetin sahillerine uzanan sıradışı bir yelken macerası serisi Soledad Hikayeleri’ne hoşgeldiniz. Yelkenciler’in Everest’i, dünyanın en zorlu rotalarından birinde Cape Horn’a ulaşmak için yola çıkan maceraperest bir kadın, eşi ve yakın arkadaşlarının hikayesini kaçırmayın.
BEN KİMİM?
Başak, açık deniz yelkencisi, maceraperest.
44 yaşında, 2022’de yaptığım 24 günlük solo Atlantik geçişi ile hayallerime ulaştım.
Ve şimdi yeni bir macera için, Cape Horn'a ulaşmak için yelken açtık. Bir nevi denizciliğimizin, öğrendiklerimizin testi; Patagonya sularında kimi zaman merhametsiz rüzgarlar ve sert akıntılarla mücadele.
Seyahatimizle ilgili detayları elimden geldiğince düzenli Soledad Hikayeleri’nde paylaşmaya çalışacağım. Yazılarımda paylaşma fırsatı bulamadığım bir çok detayı, o anki hislerimize dair videoları Youtube kanalımız Sailing Istanbul’da bulabilirsiniz. Aktüel paylaşımlar için @basakmireli ve @soledadmarinetextile adreslerini takip edin.
Video galerisi
#103 - Nehir Deltasında Yelken: Uruguay’dan Arjantin - Buenos Aires’e