#1 SOLEDAD HİKAYELERİ

SOLEDAD HİKAYELERİ

Uruguay’dan başlayıp Şili’nin çetin sahillerine uzanan sıradışı bir yelken macerası serisi Soledad Hikayeleri’ne hoşgeldiniz. Yelkenciler’in Everest’i, dünyanın en zorlu rotalarından birinde Cape Horn’a ulaşmak için yola çıkan maceraperest bir kadın, eşi ve yakın arkadaşlarının hikayesini kaçırmayın.

BEN KİMİM?

Başak, açık deniz yelkencisi, maceraperest.

44 yaşında, 2022’de yaptığım 24 günlük solo Atlantik geçişi ile hayallerime ulaştım.

Ve şimdi yeni bir macera için, Cape Horn!a ulaşmak için yelken açtık. Bir nevi denizciliğimizin, öğrendiklerimizin testi; Patagonya sularında kimi zaman merhametsiz rüzgarlar ve sert akıntılarla mücadele.

Seyahatimizle ilgili detayları elimden geldiğince düzenli Soledad Hikayeleri’nde paylaşmaya çalışacağım. Yazılarımda paylaşma fırsatı bulamadığım bir çok detayı, o anki hislerimize dair videoları Youtube kanalımız Sailing Istanbul’da bulabilirsiniz. Aktüel paylaşımlar için @basakmireli ve @soledadmarinetextile adreslerini takip edin.

BAŞAK MİRELİ - SOLO AÇIK DENİZ YELKENCİSİ

30 seneden uzun süredir lisanslı olarak yelken sporu ile uğraşan Başak, Temmuz 2022’de eşi Ömer ile çıktığı dünya turunun okyanus geçişi ayağında, Aralık 2022’de Atlantik Okyanusu’nu tek başına geçti. Cape Verde Adaları - Mindelo Marina’dan başlayan ve Karayipler’deki Martinik Adası’nda son bulan 24 günlük seyri ile tek başına okyanus geçen ilk Türk kadını oldu.

Eşi ile Karayipler’de buluşup tüm Karayipler’i gezdikten sonra çift teknelerini Panama’da karaya alıp arkadaşları Can ile buluşup teknesi Pelican’a katılmak için Uruguay’a geçtiler. Uruguay’dan başlayan Patagonya seyahatlerinde hedefleri Cape Horn’a ulaşmak ve Şili kanallarından kuzeye çıkmak.

NEDEN DENİZDEYİM? ZORU NEDEN SEVİYORUM?

Uzak yol denizcilerine en çok sorulan 5 sorudan biri,

‘Neden denizi seviyorsun?’

Tabii ki herkesin cevabı, denizden aldıkları ve teknede yaşadığı keyif kendine göre. Benim için ise denizde olmak, yelken yapmak sonsuz bir öğrenme imkanı. Coğrafya değiştikçe, deniz koşulları ve hakim rüzgarlar değiştikçe kendimi yeni bir tecrübenin içerisinde buluyorum. Doğa ile birlik olmak, denizde, yelkenle doğanın bir parçası olmaya çalışmak içimdeki en iyi ben’i ortaya çıkarıyor.

KARAYİPLER CENNETSE, NEDEN CENNETİ GERİDE BIRAKTIK?

Bir yelkencinin hayalini kuru bir sintine ve stabil rüzgarlar süsler. Karayipler’de olmanın kuru bir sintine garantisi yok ancak insanı yelken keyfinin doruğuna çıkardığı kesin. Atlantik okyanusundan Karayip adalarına ulaşan ticaret rüzgarları doyumsuzluğunuzu giderecek yelken keyfinin garantisi. Squallar ise her daim heyecanınızı diri tutuyor. Ve bu keyfi çıplak ayak, şortla yaşayabiliyorsunuz.

Ama yine de aklımda hep daha fazlası var. Kum, deniz, güneş beni kendine bağlamaya yetmiyor. Ne zaman bir yere ulaşsam hep bir sonraki adımın, nereye yelken açacağımızın hayalini kurmaya başlıyorum.

BENİM DERDİM NE?

Teknede günlük yaşam kendi bitmeyen yapılacak listesi ile birlikte gelir. Bizimkisi gibi bir yolculuğa hazırlanmaksa çok daha uzun sürer. Hele ki son 3 senedir teknenizden ayrılmadıysanız. Yabancı olduğunuz bir yerde, Panama’da tekneyi karaya almak, kışlamaya hazırlamak ve Karayipler’den çok daha soğuk, parmak arası terliği ancak duşta görebileceğin bir doğaya, Patagonya’ya doğru yola çıkmak çok daha fazla çaba gerektirir.

Teknemizi Panama’da karaya aldıktan sonra Can ile buluşmak için Uruguay’a uçtuk. Hedefimiz Garcia - Passoa 50, Pelican ile Patagonya kıyıları boyunca güneye inmek ve Cape Horn’a ulaştıktan sonra Şili kanallarından kuzeye çıkmak.

CAPE HORN MU? KARAYİPLER Mİ?

Cape Horn’un çekiciliği tüm maceracıları kendisine çeken bakir doğası ve beraberinde gelen tehlikelerden geliyor. Size garip gelebilir ama belli ki ben zoru seviyorum. 40 - 56 enlemleri arasındaki bu yolculuk dünyanın hiçbir yerinde göremeyeceğiniz güzellikleri ile birlikte bazı riskleri de getirecek.

Denizde geçirdiğimiz bunca zaman hem kendi sınırlarımızı hem de doğanın bizim için belirlediği sınırları öğretti. Havayı koklamak kendini kollamak bu denizlerde seyretmenin normali. Biz de tam olarak bunu deneyimlemek için buradayız. Sınırlarımızın farkındayız ama kontrollü olarak bu sınırları esnetmek, nasıl daha iyi olabileceğimizi keşfetmek istiyoruz. Denizin bizi dönüştürmesine bir kez daha alan açıyoruz.

BAZEN HIZLI OLMAK İYİDİR

Biz açık deniz yelkencileri rüzgar dümenine bağlanmış seyirlerimizi maraton olarak tanımlarız. Bizim için önemli olan hızlı gitmek değil emin adımlarla ve keyfini çıkararak ilerlemektir. Bizim teknemiz Van de Stadt - Norman 40. Hollanda tasarımı pilot house, deck salon ve sactan yapılmış teknemiz bu denizler için biçilmiş kaftan. Can’ın da ilk teknesi çok iyi donatılmış bir Hallberg Rassy 38. Ama bu seyahat için ihtiyacımız olanın, bir arada olacağımız için daha büyük bir tekne ve daha hızlı bir tekne olduğuna karar verdik.

Teknemiz Pelican Garcia, Passoa 50. Alüminyum gövdesi ve hareketli salması ile aynı boylardaki teknelere göre çok daha hızlı bir tekne. Bu denizlerde koşulların bir anda değişebileceğinin farkında olarak gövde yapısı ile çok daha atak bir tekneyle yola çıkmayı tercih ettik.

URUGUAY - PIRIAPOLIS MARİNA: HAZIRLIKLAR İÇİN DOĞRU SEÇİM

Uzak yol denizcilerinin uğrak noktası olan marinalar vardır. İspanya - La Linea Marina, Grand Canaria - Las Palmas Marina, Cabo Verde - Mindelo Marina, Martinik - Le Marin gibi. Bu lokasyonların hepsi denizcilerin ihtiyaçlarını maksimum karşılama noktası olmasının yanı sıra bir ruhu da beraberinde yaşatır. Hem coğrafi hem de birleştirici bir önemi vardır.

Patagonya yolculuğunun başladığı, insanın farklı bir coğrafyada olduğunu iliklerine kadar hissettiren lokasyonlardan biri de Uruguay - Piriapolis Marina. İhtiyacımız olan bolca huzur, teknenin işlerini halledebileceğimiz rahatlık ve yakın çevrede bulabileceğimiz temel malzemelerin kesişme noktası bu marina.

SIRADA NE VAR?

Patagonya rotası Arjantin ve Şili arasında bölünmüş durumda. Arjantin kıyılarından güneye inip, Şili kanallarından kuzeye çıkılan bu rotanın son şehir keyfi Buenos Aires’te yaşanıyor. Teknenizi 6 aydan uzun bir süre Uruguay’da bıraktıysanız Uruguay limanları arasında seyir yapmak mümkün değil. Çıkışı aldıktan sonra Arjantin’e geçmeniz gerekiyor. Son bir şehir karmaşası keyfi yaşamadan önce rotaya ve yapılacak işlere konsantre olmak için de Uruguay doğru bir seçim.

Uruguay - Arjantin rotasının en keyifli kısmı denizde değil de Parana Nehri’nin deltasında, gemiler için açılmış kanalda seyir yapmak. Hatta şanslı gününüzdeyseniz bu seyri stabil rüzgarlarla yelken eşliğinde yapmak.

#1 SOLEDAD HİKAYELERİ #1 SOLEDAD HİKAYELERİ

Video galerisi

Soledad i More na moru